Translation & linguistics

Osmanlıcada pek çok Arapça kelime kullanmmaktadır. Türkler tarih boyunca çeşitli yazılar kullanmışlardır. Bunların en önemlileri, sırasıyle Orhun, Uygur, Arap ve lâtin harfli yazılardır. Arap harfleri Türklerin arasına islâmiyetle birlikte girmiş, 10. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar kullanılmaktadır.
Arap harfli Türk yazısı, bin yıl kadar devam etmiştir. Osmanlıcada 31 harf bulunmaktadır. Osmanlıcada kullanılan harflerin sayısı 36' ya yükselir. Arap harfleri aslında 28 tanedir. Esas şekiller bakımından ise harf sayısı 15' tir: ( أ ب ح د ر س ص ط ع ف ك م و ه ي ) .
Zatînın ''Gazeller kısmı'' başlıklı divanı on beş yüzyıl dönemlerde yazılmıştır. Dolayısıyla bu divanda çok sayıda Arapça kelimeleri kullanılmıştır. Bunun yanında bir çok dilden farklı nispette yabancı kelimeler de kullanılmıştır. Bu Arapça kelimeleri Türkçeye girdiğinde yapısı bakımından değişikliklere uğramıştır.
Bu çalışmada Zatî Divanı '' Gazeller kısmı'' harf ün-nün kasidesinden sadece birkaç örnekler ele aldım. Bunun nedeniyle çalışmamızda Arapça kelimelerin fonetik ve biçim yapısı ele alındı.
Bu çalışmada kullanılan Arapça kelimeler tespit edildiğinden sonra yapısına göre tasnif edilmiştir. Bu tasnif biçim yapısı bakımından ; yalın, türemiş ve birleşik kelimleri, fonetik yapısı bakımından ise, fonetik değişmesi ve fonetik uyumlarını içine kapsamaktadır. Fonetik yapısı bakımından ise kelimeler Arapça fonetik özelliklerini taşımaktadır ve telaffuz bakımından değişikliklere uğramıştır, çünkü Türkçe alfabesinde (ء خ ح ذ ع ق ض ة ) harfleri yoktur.

La literatura hispanoamericana es muy amplia y enriquecedora en diferentes aspectos de la vida y las costumbres, tratando diversos temas religiosos, políticos, culturales y sociales. Por tanto, constituye un ámbito propicio para la investigación Sociocrítica que pretende estudiar el conocimiento de la literatura como un hecho social. El estudio intenta relacionar el análisis del discurso con Sociocrítica en la práctica sobre una lectura de la obra, mostrando cómo lo social está representado en la obra y cómo se pasa de los elementos inmanentes de la obra al contexto social, de esta manera aparece lo que hoy llamamos Sociocrítica. En esta cuestión trataremos un ejemplo del análisis del discurso con Sociocrítica en la práctica sobre una lectura de Gabriel García Márquez vivir para contarla, mostrar el funcionamiento del discurso literario en su doble dimensión de literario, del cual parte de considerar la literatura como un hecho, fenómeno o institución social en cuanto a su vinculación con sus autores, la sociedad, la época histórica en que nace y la tendencia política que inspira y estudiando lo que dice el texto y cómo se expresa siguiendo la teoría del sujeto cultural o sujeto colectivo que plantea el teórico e investigador francés Edmond Cros.

Toda lengua viva tiene sus propiedades lingüísticas; sintácticas, semánticas, morfológicas, ortográficas…etc., que la caracterizan y la diferencian de las demás. Un estudio contrastivo entre dos lenguas o más no resulta fácil de realizar sin tener competencia lingüística en las lenguas bajo el estudio que le habilita al estudioso salir con resultados significativos.

Dans cette étude on va analyser les formes de silence qui ont utilisé dans les romans "Le Nœud de vipères" de François Mauriac et "Le ciel par-dessus le toit" de Nathacha Appanah. Les auteurs et les personnages ont incarné l’essence de ce silence de manières multiples, puissantes, élaborées et hautement persuasives pour que le lecteurs puisse spéculer dessus à travers certains signes. Pour tout, le silence est l'origine et la fin de tous les mots. L'un peut le lire ou l'entendre. C'est une philosophie profonde car il est le contraire de la parole. Il donne la force et de la valeur aux mots environnants.

One’s identity can be best represented via his language. Identity representation is a critical issue in social and political studies, especially in the last few years. It is associated with one’s ideology since the way we construct, view, or represent our identities is inherent to our ideological reservoir. Critical studies are concerned with ideological issues. In this regard, critical pragmatics is a kind of analysis that utilizes pragmatic theories to conceptualize the reflection of critical aspects in language use. Identity representation in terms of the critical paradigm has not been studied before, to the best of our knowledge. This paper endeavors to investigate how American politicians represent their identities in their political discourse. It analyzes extracts from three randomly selected debates by famous American politicians delivered from 2015 to 2020. Thus, it tries to answer questions like: What are the possible types of identity that are represented in the American political debates? What are the pragmatic phenomena most liable to be utilized in manifesting identity in the contexts under investigation? It is hypothesized that American politicians exploit different identity representations in their debates to win votes. They utilize various pragmatic strategies to convey their identity. Analysis shows that national, political, and personal identity types appear in the data. Speech acts, reference, impoliteness, and maxim breaching are the pragmatic phenomena that are utilized in the manifestation of identity in American political debates.

האמצעים הרטוריים הם מכשיר לשוני המשתמש בסוג מסוים של מבנה משפטים, צליל או תבנית משמעות על מנת לעורר תגובה ספציפית מהקהל. כל האמצעים הרטוריים הם כלי מובחן שניתן להשתמש בו כדי לבנות טיעון או להפוך טיעון קיים למשכנע יותר.
בכל פעם שאתה מנסה להודיע, לשכנע או להתווכח עם מישהו, אתה עוסק ברטוריקה. אם יש לך תגובה רגשית לנאום או משנה את דעתך לגבי נושא לאחר ששמעת הפרכה של מתווכח מיומן, חווית את כוחה של הרטוריקה. על ידי פיתוח ידע בסיסי באמצעים הרטוריים, תוכל לשפר את יכולתך לעבד ולהעביר מידע תוך חיזוק כישורי השכנוע שלך.
המחקר שלנו שופך אור על חשיבות האמצעים הרטוריים ביצירה הספרותית באמצעות הניתוח הרטורי של הרומן עאידה מאת סמי מיכאל, הצגנו את רוב האמצעים הרטוריים הכלולים ברומן: (הנִרדָפוּת, הניגודים, האוקסימורון, ההאנשה, שאלה רטורית, אִירוֹנְיָה, ציטוט, השבוץ ואינטרטקסטואליות).
נתננו דוגמאוּת רבוּת באירועי הרומן במטרה להעגיע לאמצעים הרטוריים שבאמצעותן רצה הסופר להעביר את רעיונותיו לקורא. באמצעות הניתוח הגענו למסקנות שבאמצעותן האמצעים הרטוריים .הסופר התמקד בשימוש באמצעים רטוריים להעביר אותם לנמען בצורה ברורה.

Notre recherche qui s'intitule (La textualité dialogale d'après les époques historiques et méthodologiques dans l'apprentissage du FLE: Vision analytique ), porte sur les textualités dialogales dans l'apprentissage de la langue française à travers son évolution spécifique selon les époques historiques et méthodologiques. Dans ce concept textuel, il y a cinq époques historiques à travers lesquelles la langue française s'est développée dans la didactique des langues. Ces époques offraient des lectures méthodologiques dans lesquelles elles ont traité la textualité dialogale selon les exigences de l'époque historique.

Büyük Türk Devlet Adamı ve Yazarı olan Ahmet Vefik Paşa, Türk Edebiyâtı'na yapmış olduğu katkılar sebebiyle ehemmiyeti pek çoktur. Pek çok önemli esere imza atmış, sözlükler ve tiyatro oyunları yazmış, pek çok açıdan Türk Edebiyatına katkılar sunmuştur. 1 Nisan 1891 tarihinde hayata gözlerini yuman Ahmet Vefik Paşa’nın cenazesi, İstanbul Rumelihisarı'nda bulunan Kayalar Mezarlığındadır.
İçerisinde komedi ve dram gibi her türden oyunun sahne edilebildiği, karakterler ve bulundukları hallerin ayrıntılı ve tek tek açıklandığı, pek çok kısıma ayrılabilen eserlere tiyatro eseri denilir. Nitekim tiyatro eserleri, her ne kadar kitap olarak yayınlansa da, amacına uygun olarak bir tiyatro sahnesinde oyuncular tarafından oynanması için yazılmaktadır. Türk Edebiyatında pek çok tiyatro yazarı yetişmiştir. Her ne kadar roman veya şiir gibi gelişme gösteremese de tiyatro, Türk Edebiyatında Ahmet Vefik Paşa gibi yazarlar tarafından gelişme kaydetmiştir. Don Civani, Dudu Kuşları, Adamcıl, Azarya, Merakî, Yorgaki Dandini, Zor Nikâh, Kocalar Mektebi, Kadınlar Mektebi, Tartüffe ve Zoraki Tabip olmak üzere tiyatro eserleri kaleme alan Ahmet Vefik Paşa, üslubu ve konu bütünlüğü açısından bakıldığında, diğer tiyatro yazarlarından ayrılmaktadır. Nitekim kendisine has üslubu ve alaycı tavrı ile, Türk Edebiyatındaki tiyatro birikimine yepyeni bir soluk ve bununla beraber yeni bir boyut kazandırmıştır.
Çalışmamıza bu kapsamlı özet ile başlıyoruz. Ardından 19. Yüzyıl Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Ahmet Vefik Paşa’nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri tanıtıldıktan sonra, tiyatro hakkında kısa bir girişin ardından, Ahmet Vefik Paşa’nın tiyatro eserleri, kısaca incelenecektir. Yapılacak olan bu incelemenin ardından, özellikle en önemli tiyatro eserleri olan Zor Nikahı, Tabibi Aşk, Meraki ve Zoraki Tabip isimli tiyatro eserlerinden hareketle ve alıntılar yapmak suretiyle, kendisinin tiyatro özellikleri ortaya konulacaktır.

В статье рассматривается история изучения языка русского фольклора, которое воплотилось в создании особой научной дисциплины – лингвофольклористики. Начиная с XIX века, язык устного народного творчества как важная часть общенационального языка привлекал к себе внимание исследователей и собирателей. Публикация отражает следующие периоды развития лингвофольклористики: этап становления, собирательский этап, теоретический этап, создание научных школ и современный этап расширения эвристических возможностей данной отрасли знаний в ХХI веке.

La expansión continua del Islam y su expansión por todo el mundo requería la interpretación del Corán Sagrado, ya que traducir o interpretar los significados y versículos del Corán Sagrado a otra lengua es una tarea muy difícil. Esto se debe a la elevada del lenguaje árabe y la retórica del Corán sagrado, también el traductor o intérprete se enfrenta desafío y dificultades en la búsqueda de equivalentes de términos islámicos en lengua meta.
En esta investigación estudiamos el vocativo en las dos lenguas, árabe y española, pues estudiamos su definición, sus tipos y funciones en ambas lenguas. Abordamos también la ciencia pragmática, su concepto y su relación con el vocativo en el Corán sagrado.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında dünyanın fraklı ülkelerinde yaşayan Türk soylu toplulukları arasında eskiden ve günümüzde ele alınan eserlerin tespit edilmesi, Türk dünyasına tanıtılması, Türkoloji’ye kazandırılması; bilimsel ve akademik metotlar çerçevesinde incelenmesi, Türkoloji araştırmaları için çok önemli sayılır. Söz konusu eserler, ortaya çıktığı Türk topluluklarına ait birçok iz taşıdığı gibi toplum bireylerinin pisko-kültürel ve sosyokültürel düşünceleri yansıtmak açısından da büyük bir önem arz edip Türkoloji zenginliğine zenginlik kazandıracağı söylenebilir. Bu çalışmada ele alınan eser, uzun yüzyıllar boyunca altı büyük Türk devletinin kurulduğu Irak’ta yaşayan Türklere/Türkmenlere ait olduğu göz önünde alındığında önemi daha da arttığı ifade edilebilir. Bilindiği üzere Irak Türkmenleri, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında yaşamaya mahkum edilmelerine rağmen, milli varlık ve benliklerini sağlam bir şekilde muhafaza edebilen önemli bir Türk topluluğudur. Yirmi birinci yüzyılın başlarında Osmanlı devletinin Irak coğrafyasından çekilmesi ile birçok millet ve etnik grupla bir arada yaşamaya mahkum edilen Irak Türkmenleri, atalarından tevarüs ettikleri Türk kültür varlığının tüm unsurlarını canlı bir şekilde muhafaza edip günümüze kadar getirmeye başarmışlardır. Bu çalışmada geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısında Kerkük’te basılan ve yazarı bilinmeyen bir eser ele alınmıştır. “İbrahim Destan ve Kıssat İbrahim ve İsmail Aleyhima Esselam ile Binamaz Kitabı” başlığını taşıyan bu eser, şekil ve muhteva açısından incelenmiş ve Latin alfabesine aktarılmıştır. İncelemenin sonunda eserin tıpkı basım fotoğrafları eklenmiştir.

Araştırmanın amacı: Eeserde bulunan sıfat-fiiller incelenmiştir.
Kutadgu Bilig, Türkler İslamiyete geçtikten sonraki ilk önemli eserlerdendir. Ayrıca daYusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır. Bu eser yazıldığı dönemde rağbet gördüğü kadar bugün de birkaç araştırmacı tarafından araştırma konusu olmuştur. Bu eser gerek içerik gerekse biçim bakımından birçok araştırmacı tarafından ele alınıp incelenmiştir. Bunlardan araştırmacı Reşit Ramati Arat'ın daha önceki çalışmalarından faydalandım ve bu kaynakça listesinde belirtilmişti. Arat'ın önemli çalışmalarından biri, Kutadgu Bilig gibi Türk edebiyatı açısından önemli birçok eseri günümüz Türkçesine çevirmiş olmasıdır.
Kutadgu Bilig II Fergana nüshası, III Mısır müshası adlı kitaplardan yararlandım. Orijinal eseri Osmanlıcada yazıldığı için beyitleri seçip yeni Türkçeye çevirdim.
Yaptığım bu çalışmadan sıfat- fiil tespit edildikten sonra bunları kullanma sıklığına göre sıraladım.